kaynak |
çocukluğumda birbirinden gizemli
iki yaz tatili boyunca
birbirinden gizemli
iki ayrı ustanın dükkânında
terzi çıraklığı yaptım.
ilkinde, parmağıma bağlanmış yüksükle
uyudum geceleri
ve onunla dolaştım
birkaç hafta rüyalarımda bile.
uyudum geceleri
ve onunla dolaştım
birkaç hafta rüyalarımda bile.
teyel sökmeyi, dikiş açmayı,
odun kömürüyle ütü yakmayı,
mahramayla zerzevat
taşımayı öğrendim ustamın evine.
odun kömürüyle ütü yakmayı,
mahramayla zerzevat
taşımayı öğrendim ustamın evine.
fakat elli şu kadar yıl sonra
ancak şimdi düşünüyorum da – meğer
ben aslında bunların hepsinden önemlice bir şeyi,
punteriz yapar gibi ceketin yakasına
şiirin cismiyle, şiirin ruhu arasına
görünmez dikişler atmayı
öğrenmişim ilk ustamdan.
ancak şimdi düşünüyorum da – meğer
ben aslında bunların hepsinden önemlice bir şeyi,
punteriz yapar gibi ceketin yakasına
şiirin cismiyle, şiirin ruhu arasına
görünmez dikişler atmayı
öğrenmişim ilk ustamdan.
ve göziyle ölçe biçe kol takarken
kederli türküler mırıldanan
ikinci ustamdansa
birkaç işi bir arada görmeyi:
kederli türküler mırıldanan
ikinci ustamdansa
birkaç işi bir arada görmeyi:
doğaçlama ney üflerken, sözgelimi,
bir yandan Giuseppe Tornatore izleyip
bir yandan da yüreğimle su taşıyıvermeyi
yeryüzünde nerede yangın varsa.
bir yandan Giuseppe Tornatore izleyip
bir yandan da yüreğimle su taşıyıvermeyi
yeryüzünde nerede yangın varsa.
4 Ocak 2014
Cahit Koytak
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder