23 Haziran 2021

Ayak İzleri

AYAK İZLERİ

Görüşürüz. Yarısı sevinir yüzünün
kaçarak gider yarısı. Ayak izlerin
tutuşur, huysuz çağlayanlarda
köpürür korku. Ülke yorulur
modaya uyar bir köy kahvesi
gıcırdayıp duran tahta sandalye
zaman salıncak kurar, üzerinde
bıraktığım sıcaklık soğur.

Gömülmeye kendinden başlar bir ölü
dirilip ötekini sorar

Su'ya vurduğunuz balta paslanır
güneş avluda, koşagelir ayışığı
gece ki yalancısıdır gündüzün
örtünür, bıraktığım ne varsa

Çocuk, çekilecek kulağa
kiraz sapına yabancı
durur !

Karavanla gidilen belde, at
arabaları, düş örülen duvarlar
uzayan akşamlarda pu-hu sesleri
ritmik bulantı, kaybolan inci.

Çekip gider izim olan ne varsa





Hülya Deniz Ünal

Tahrip Tanesi

TAHRİP TANESİ

kimse gelmedi bu sabah, yalnız ben
geçmiş uygarlıklardan sille tokat kovuldum
yoldaydım
saçlarım üç numara, elbisem çizgi çizgi
korkumun ortağı silahlarım
yüreğimdeki bakır damla, maça kızım
künyemin gerçek sahibi, göçebe ordum
sen sevgili tahrip tanesi
   bir iyilik yap bana

kimse girmesin sularıma bırak çakmasın fenerim
başlatma yalnızlık nöbetimi küfür bela
ve beni tahtadan sil, nöbeti sevenler tutsun
oysa ben kimseyi sevmedim, kimseyi sevmedim ben
gözümde büyüttüm sevgiyi, mutluluğa da inanmadım


böylece öğrendim kovulmadan gitmesini
ve sanırım çekip gitmek
kalabalık bir güne başlamaktan iyidir
beklediğim: sürünmekten ölmüş yılan derisi
deve kemiği tarağım
cinayet ihbarlarım benimle kalsın
taşa sarıp kuraklığı burada bırakıyorum
kıl, tüy, sopa
ayrıca zincir
şimdilik bu kadar yeter
senin elin sevgili tahrip tanesi
benim yerime, kendini nöbete yazar
korkma sakın yalnızlığın uzun sürmez
inan her ânında ölümün
binlerce devriye kolluk değişir

saçlarım üç numara elbisem çizgi çizgi
gitmeliyim
bu halimle bana yalnız gurbet yakışır.

OKTAY TAFTALI