AYRILIK MASANIN ÜSTÜNDEYDİ
ayrılık masanın üstündeydi kahve bardağınla limonatamın arasında
onu oraya sen koydun
bir taş kuyunun dibindeki suydu
bakıyorum eğilip
bir koca kişi gülümsüyor bir buluta belli belirsiz
sesleniyorum
seni yitirmiş geri dönüyor sesimin yankıları
ayrılık masanın üstündeydi cigara paketinde
gözlüklü garson getirdi onu ama sen ısmarladın
kıvrılan bir dumandı gözlerinin içinde senin
cigaranın ucunda senin
ve hoşça kal demeğe hazır olan avucunda
ayrılık masanın üstünde dirseğini dayadığın yerdeydi
aklından geçenlerdeydi ayrılık
benden gizlediklerinde gizlemediklerinde
ayrılık rahatlığındaydı senin
senin güvenindeydi bana
büyük korkundaydı ayrılık
birdenbire kapın açılır gibi sevdalanmak birilerine ansızın
oysa beni seviyorsun ama farkında değilsin
ayrılık bunu fark edemeyişindeydi senin
...
Nazım Hikmet Ran
"iki şey var ancak ölümle unutulur
YanıtlaSilanamızın yüzüyle şehrimizin yüzü"
Nazım Hikmet
Abone olmak istiyorum ama RSS uygulamanız çalışmıyor.
Şiir, her daim...
İlginiz için teşekkürler.
Silsağ sütundan "bu siteye katılın" butunundan blog takipçisi olabilir ya da onun altından "beni takip edebilirsiniz" bölümüne mail adresinizi bırakıp abone olabilirsiniz.
iyi dileklerimle...